Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluş olan Ramazan ayı sonrasında yeni bir uyanış umudu ve doğruluş hasretiyle bir bayrama daha kavuştuk.
Bir ay boyunca sırf Allah’ın rızasını gözeterek nefsî isteklerden uzak duran Müslümanlar, bayramla ruhlarını onaran, olgunlaştıran samimiyetin zaferini kutlarlar. Bayram, bencilliğe, egoizme, sömürüye, doymazlığa, hırsa, duyarsızlığa karşı kazanılan zaferdir. Bayram, dostluğun, tebessümün, kucaklaşmanın, barışmanın, bölüşmenin hayatın kaynağı, dayanağı yapılması; toplumsal sevgi, esenlik ve güven ikliminin içimizden başlayıp dışımıza yayılmasıdır. Orucu hakkıyla yaşayıp bayrama erenler, benlik ve kimliklerini imanla tezyin, güzel ahlakla terbiye etmiş, fert ve toplum sorumluluklarının bilincinde güzel insanlardır. Bayram, varoluşlarını imanla anlamlandıran müminler için sabırla sürdürülen, şükürle kemale eren tevhit bilincini coşkuyla idrak etmektir.
Genel anlamda İslam ülkelerinde gözlenen sıkıntılar; Filistin’in, Gazze’nin siyonist saldırıya, işgale ve soykırıma maruz kalması, asrın felaketi olarak yaşadığımız depremlerdeki can kayıpları ve başka mağduriyetler sebebiyle bu bayramı da hüzünle, acıyla yaşamak durumunda kalıyoruz.
Her şeye rağmen ülkemizde ve İslam coğrafyasında, Ramazan ile harekete geçen ancak süreklilik arz etmesi gereken yardımlaşma, paylaşma, doğrulma ve dayanışma ruhu, bize hem gelecek gerçek bayramların hem bayram tadında yaşanacak geleceğin müjdesi olmalıdır.
Eğitim-Bir-Sen olarak, Ramazan Bayramının ülkemiz, gönül coğrafyamız, tüm mazlumlar, mağdurlar ve kimsesizler için iyiliklere, güzelliklere ve esenliğe; İslam âleminin refahına, huzuruna, uyanışına ve kurtuluşuna vesile olmasını temenni ediyoruz.